Çarşamba, Ağustos 29, 2007

God Is An Astronaut 25 Ağustos 2007 @ Barışarock

Haftasonu yapacak birşey bulamayınca günü ve geceyi evde geçireceğime açık havada geçireyim daha iyi dedim ve God is an Astranout da iyi zamana denk geldi gerçekten.
İrlandalılar muhtemelen nerede olduklarını bile bilmiyorlardı. Aslında pek umursuyor gibi de değillerdi. Seyirciye hiç bakmadılar sanırım. Festival boyunca dinleyecek şey bulmak zordu. Aslında festivalden öte gösteri toplantısı gibi bişeydi orası. God is an Astronaut'sa çaldı ve gitti o kadar. Anlatacak bişey bulamadım ben. Susayım mı ne! Yok susmayayım. God is an Astronaut bir post-rock grubu. İrlandalılar (evet yukarıda da yazdım nolmuş). 3 kişiler. 2 gitar 1 bateri ve ara sıra giren bir klavye(eh atmosfer yaratmak da gerek). Yer yer fazla sertleşiyorlar. Aman
myspacelerinden dinleyin işte. Konser iyiydi. Haftasonunun en iyisiydi. Bu kadar.

Çarşamba, Ağustos 15, 2007

11 Ağustos Converse All Stars 2007 (the good, the bad & the queen)

THE GOOD THE BAD AND THE QUEEN
İşte bu herşeye değer.


Sahneye önce yaylı kızlar çıktı. Ellerindeki yaylılar nedeniyle yaylı kızlar demedim ama, kafaları yaylıydı sanırım ki tüm konser boyu sağ-sol, alt-üst oynayıp durdu. Neyse. Amcalar çıktı sahneye. Onlara da amcalar demekten hiç gocunmuyorum çünkü tam anlamıyla amca vaziyetinde çıktılar sahneye. Şık takımlar, taranmış saçlar falan. Nerde o eski halleri!
Gördük ki keyif için kurulmuş bir grup The Good The Bad And The Queen. Ununu eleyip eleğini asmış amcalar hoş vakit geçirmek için grup kurmuşlar. Kötülüyor gibi oldum aslında, ama değil. Muhteşem bir konserdi. Bu kadar huzurlu bir konser daha izlediğimi hatırlamıyorum.

Damon Albarn ağır abi takılıyor, kafası önde söyledi çaldı, pek bir durgun göründü. Ama onu görmek bile yetti.
Paul Simonon tuhaf bir adam. Sahnenin en eğleneni oydu. Onu görmek de harikaydı.
Simon Tong sahnenin en durgunuydu. Herkes bir yana o bir yana ama. En çok onu gördüğüme ve dinlediğime sevindim. Evet.
Tony Allen dedeyse baterinin arkasında ve karanlık sahnede sürekli sırıttığı için beyaz beyaz dişleri ile göründü o kadar. Bir ara "Nature Springs" çalarken ağzımı açık bıraktı bide.
Çok uzun kalmadılar sahnede ama yetti de. Doyurucuydu. Tek bir bis yaptılar. Bir ara sahneye bir rapçi çıktı yalnız. Onun ne gereği vardı anlayamadım. Neyse.

Damon Albarn 9 yaşında İstanbul sokaklarında dolaştığı ve başına bişey gelmediği hikayesini anlatıp, 9u gecenin sayısı ilan edip, 9dan geri sayarak indi sahneden. Çok güzeldi.
Son olarak, sahne dekoru muhteşemdi.

FUNGU
Kapıda davetiyelerde bir sorun çıktığı için Fungu'nun sadece son 2 şarkısını dinleyebildim. O da tanıdıklarla falan konuşurken kaynadı aslında. Özür dilerim. Bidaha tanıdıklarla konuşmasam mı acaba?

SAKİNSevgilili dostlar çok iyilerdi yine. Şey yalnız, sahneye neden yine Radar-Live'daki gibi şık kıyafetlerle çıkmadılar ki? İlk görüşte sorucam.

DANDADADAN Bu adamların konserleri bir başka. Biraz ses problemi yaşadılar, özellikle klavyede. Son şarkı "kaltaklar" da birazcık süre gazabına uğradı. Konser sonunda da yine davul devirmeler falan eğlenceli tabi. Sahnede birbirleriyle bu kadar eğlenen başka grup var mı ki acaba? "Kız" çalmadılar ya alacakları olsun.
MOR VE ÖTESİ Özlemişim açıkçası. Geçen sene Morrissey konseri öncesi izlemiştim en son. Bir takım salak tripler yüzünden izlememiştim aslında. Bu seferde benzer triplere girip izlemeyerek başladım ama zamanla kafam kendine geldi. "Beyaz" ve "Balıklar" çaldılar. Daha ne isteyeyim ki. Özlemişim iyi oldu.