Pazar, Mart 30, 2008

Nordik

Onur Balaban ve Ayyuka davulcusu Alican Tezer'in iki kişilik yeni grubu Nordik. Davul, klavye, bilgisayar ve yer yer bas gitarla ambiyans/elektronik tarzı müzik yapıyorlar. Önümüzdeki aylarda grubun 4 kişiye dönüşmesi muhtemel. Uzun süredir tüm salonun klasik müzik konseri izler gibi izlediği bir konserde bulunmamıştım. Peyote'nin küçük ekranında pek etkili olamasa da görsel materyalle çok iyi desteklenmiş bir sahneleri var aslında. Kuzey avrupa müziğine selamlar. Myspace şarkıları henüz sadece elektronik. Bu yüzden konser takip etmek şimdilik daha doğru bir durum olacak. Sıkı takipteyiz.
Nordik Myspace

(Evet özellikle bulanık fotoğraf seçtim)

Cuma, Mart 28, 2008

Gevende konserlerine dair dert yanımı

Konserleri sonrası şarkı girmek çok çok çok zor bir iş. Salondaki herkes eğlenme halinde. Onların eğlencesini devam ettirmek zorundasın. Aynı zamanda gevende konseptine de uygun devam etmelisin. İndie çalamazsın indie değiller, elektronik çalamazsın oradaki kalabalık noluyoruz der, grunge çalmaya kalksan bir kısım ahali duruma tepki gösterir. Aynı dertten konser arasında da mustarip olmak mümkün. Gevende tarafından son derece hızlı bitirilerek ara verilir. İnsanların eğlencesini bozmamak adına hızlı şarkılarla ara değerlendirilmek istenilir ancak sahneye çıktıklarında nayu çalarak son derece düşük tempolu başlayabilecekleri hesaba katılmadığından arctic monkeys - a certain romance, nayu öncesinde cehennem azabı gibi gelir. Gevende nayu çalmaya başlarken henüz bitmemiş olan şarkının sesi yavaş yavaş kısılsa da maymunların gitarları hala bangır bangır bağırmaktadır. Bu durumda maymun durumuna düştüğünün farkedilmemesi için sadece dua edebilirsin. Nolur elektrik kesilsin...

Pazar, Mart 23, 2008

Elbow - The Seldom Seen Kids


3 Yıl geçmiş son Elbow albümü Leaders of the Free World'ün üzerinden. Çabuk geçmiş zaman. O günden beri 2 kere izledik İstanbul'da. Artık bizden oldular. Yeni albüm The Seldom Seen Kids için de geleceklerdir muhtemelen.
Albüme gelince; Alışkın olduğumuz Elbow tınıları var albümde. Tarzlarından farklı birşey yok. Yine Guy Garvey'in gülüşünü gözümüzün önüne sürecek şarkılar ve tüm grubun kafasını önüne eğip çaldıkları melankolik şarkılar harmanlanmış. 8 numaralı şarkı "The Fix" başladığında Guy Garvey'in sesinin yanında bir de konuk ses duyup, ilk dinlediğinizde "bu sesi tanıyorum, gerçekten tanıyorum, kimdi bu?" nidalarınının arkasından eve gidince araştırıp Richard Hawley olduğunu farkedip gülümseyince albüm boyu duyduğumuz huzur daha da arttırıyor. "One Day Like This", "The Loneliness of a Tower Crane Driver", "The Bones of You", yaklaşık 2 aydır myspacelerinde yer alan "Grounds for Divorce" ve albümün en hoşuma giden şarkısı "Some Riot", dikkate değer şarkılar. Bir çırpıda birçok şarkı ismi "güzel şarkı" adledilerek sayılabildiğine göre önümüzde harika bir albüm var. Teşekkür ve tebrik etmek için yine gelmelerini bekleyelim.
Elbow - The Fix
Elbow - Some Riot

radiohead - In Rainbows tanıtım partisi @Studio Live


O kadar iyi değildi. Ama bazen başka şeyler etkili olur. Duvarın dibinde göz altı torbalarının yavaş yavaş şiştiğini ve morardığını hissederken tek başına Radiohead şarkıları söylemek/dinlemek gecenin güzel olmasını sağlayabiliyor. Aferin Pozan, teşekkürler Tuncay, biraz daha gayret Telebant.

Cuma, Mart 21, 2008

The Charlatans - You Cross My Path


1999'da My Beautiful Friend sayesinde yaklaşık 9 yıllık kariyerlerinin en büyük çıkışını yapmışlardı. Üzerinden yaklaşık bir 9 yıl daha geçti. Yeni albümleri "You Cross My Path" mart başından beri dinlenecek durumda ortalıktaydı.

Günümüzdeki yeni yetme indie ve power pop gruplarının referans noktalarından biri onlar. Albüm hakkında ilk düşüncem referans noktası oldukları konuya kendilerini biraz fazla kaptırdıkları oldu. Albüm basit bir indie grubundan çıkma bir albüm gibi duruyor. İyi şarkı bulmak oldukça zor. 20. yılına merdiven dayamış bir gruptan daha sağlam şeyler bekliyordum. Tim Burgess gibi artık Madchester tanrıları arasında sayılan bir adamdan daha iyi şeyler gelmeliydi. En azından günü kurtarabilecek şarkılar olarak "A Day For Letting Go" ve albümün geri kalanından biraz daha farklı duran "My Name is Despair" sayılabilir.

The Charlatans - A Day For Letting Go
The Charlatans - My Name is Despair

Perşembe, Mart 20, 2008

Yora

Geçen hafta içinde Yora&Ars Longa Peyote konserinin djliğini yapmıştım. Yora'yı (Aslında Ars Longa sayesinde) 2.kez dinlemiş oldum böylece.


Kendi tabirlerine tamah edip "tatlı sert" demekte bir sakınca yok sanırım müziklerine. Çift vokal, çift gitar bas, saksafon, bateri derken sahnede oldukça kalabaklık görünüyorlar. Ses kalabalığı yaptıklarını söyleyemem ama. Aslında "tatlı sert" tabirinin "sert" kısmına da pek fazla aldanmamam gerektiğini düşündüm bir anda. İlk izlediğim konserlerinde saksafonları yoktu ve açıkçası biraz sıkıcı gelmişlerdi ama bu konserde "saksafonlarının o konserde eksik" olduğunu gösterdiler. Haklarında daha fazla konuşabilmek için biraz daha zaman gerekiyor. O yüzden kes gıcırtı yapmayı serdar.
Yora myspace

Coldplay - Viva la Vida or Death and All His Friends

Tabi bazen acele ediyoruz. Duyduğumuz şeylerin tam sonucunu öğrenmeden konuya girebiliyoruz. Coldplay'in yeni albüm ayrıntıları daha belirginleşti ve albüm hakkında daha önce yazdığım şeylerin yeterli doğrular olmadığı anlaşıldı. Albümün adı "Viva la Vida or Death and All His Friends". Çıkış tarihi 16 Haziran 2008. Şarkı listesi;
Famous Old Painters
Glass of Water
Lost
Cemeteries of London
Violet Hill
Poppy Fields
42
Yes!
Leftrightleftrightleft
Rainy Day
Prospekt's March
Strawberry Swing
Lovers in Japan
Song for the Escapist
Death & All His Friends
Life in Technicolour
Chinese Sleep Chant
Reign of Love

Yine de gözüm 42'ye takılıyor. Ama albümün tahmini süresinin 42 dakika olması şarkının Hitchhikers Guide to the Galaxy'e göndermeler içeren bir şarkı olması ihtimalini azalttı. Bekliyoruz.

Pazar, Mart 16, 2008

Portishead - Third


10 sene önce nerdeydin? Ne düşünüyordun hayatınla ilgili? Bugünkü halini o gün hayal ediyor muydun? Aynaya bak inan ki yaşlandın. Nerdeydin o zaman? Ölmeye 10 sene daha yaklaştın farkında mısın? Hiç ölü görmüş müydün o zamanlar? Aklında kim vardı? O günkü aşkını düşün. Ölürdün onun için dimi? Hala yaşıyorsun. Glory Box'ı, Road'u, Sour Times'ı gerçekten 10 sene önce mi dinledin ilk kez, yoksa sadece 1-2 sene mi oluyor? Gerçekçi olalım. Bir efsane 10 sene sonra albüm çkardı. O günleri hatırlamıyoruz, verdiğimiz sözlerin hiçbirini tutmadık. Hadi düşünün 10 sene önce onun için herşeyi yapardınız, şimdi nerde olduğundan bile haberiniz yok. Portishead Third'ü yayınladı. Efsane dediğiniz ama en fazla 4-5 senedir tanıdığınız bir grup. Kabul edin ki onlar, o bildiğiniz şarkıları yaptığı gün sizin daha hiçbişeyden haberiniz yoktu. Third var ama şimdi. İlk dinleyiş tanışma hali. Biliyorsunuz "Dummy" veya "Portishead"in tamamını dinlemediniz, gerçekçi olun. Bir efsane var önümüzde. Third bugüne kadar dinlediğiniz en önemli albüm belki de. 2. dinleyişinizde alışacaksınız. Asıl mesele 3. dinleyişle beraber başlıyor inanın. Düşünmeye başlıyorsun. 10 sene önce nerdeydim? Ne düşünüyordum hayatımla ilgili? Aynadakini hayal ediyor muydum? 10 sene daha yaklaşmışım ölmeye. Gördüğüm ilk ölü kimdi ki? Ona aşıktım ben. Eski sevgilim. Neden yok ki!
Sene sonunda liste yapıcaz senenin en iyi albümü diye. Bir albümün Portishead-Third'ü geçebilmesi için oldukça uğraşması gerek.Bir efsaneyle karşı karşıyayız ve adı THIRD.

Portishead - The Rip
Portishead - We Carry On

Salı, Mart 11, 2008

James - Hey Ma





Ve sonunda beklenen gün geliyor. James 9. stüdyo albümünün adını, şarkı listesini ve çıkış gününü belirtti. "Hey Ma" 7 nisanda yayınlanıyor. Bana doğum günü hediyesi gibi görünüyor ama gerçekten Tim Booth'a söylememiştim onu:P Bu arada "72" dikkatimi çekti. 42ler 72ler... Şarkı listesi ve albümün ilk single'ı Whiteboy'u buyurunuz.



Bubbles
Hey Ma
Waterfall
Oh My Heart
Boom Boom
Semaphore
Upside
Whiteboy
72"
Monsters and Heroes and Men
I Wanna Go Home