tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanıtım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Şubat 07, 2012

ON AGAIN OFF AGAIN @ STEREOGUN


Kadıköy'deki evimiz Stereogun. Ortam rahat, müzikler güzel, işletmeciler dost. Ayda bir ben de çalıyorum zevkle. Bu ay Popscene nickli Gökhan Özden'le beraber çalıyoruz. Tanıtım yazısı şöyle.
"akşamdan kalma kafanla varabileceğin en kesin çözüm tekrar denemekken hayata umutla bakmayı nasıl becerebilirsin ki?

gofretin bitsin, yeniden başla.
not defterin bitsin, yeniden başla.
şarkın bitsin, yeniden başla.
... kitabın bitsin, yeniden başla.
kurşun kalemin bitsin, yeniden başla.
işten kovul, yeniden başla.
sevgilin terketsin, yeniden başla.
kelimelerin bitsin, yeniden başla.
sigaran bitsin, yeniden başla.
yol bitsin, yeniden başla.
içkin bitsin, yeniden başla.
hayatın bitsin, yeniden başla.

ne kadar da basit şeyler. buyurun bize başlayıp biten karmaşık hikayelerinizi BRITPOP, INDIE ve POST PUNK eşliğinde anlatmaya.
bizim de çalacak şarkılarımız var.

11 Şubat 2012 @ Stereogun Kadıköy

serdarcharliebrown & popscene"


Afişi de ben yaptım hehe. Belli değil mi?

facebook event'i

Pazartesi, Ocak 09, 2012

Yuck

Hadi zamanım da isteğim de var. Biraz da Yuck'tan bahsedeyim. Geçen senenin faydayı kazançlarından bir tanesi. Ama aslında bir kaybın avuntusu da diyebilirim. Zira dağılan Cajun Dance Party'nin devamı niteliğinde. Ama malesef Cajun Dance Party'nin en özel yanı olan gitaristi Robbie Stern'ü kaybetmiş hali. Vokalist Daniel Blumberg'de Cajun Dance Party'deki kadar başarılı değil. Peki ne kaldı da Yuck hala kazanç sayılıyor? Biliyorum cevabı. Evet diğer sıradan indie grupları gibi çoğu zaman. O tonlarca, milyonlarca indie grubunu birbirinden ayırt edebilmenin 2 önemli noktası var. 1.si vokalistleri, 2.si gitaristleri. Evet ikisinde de düşüş var. Albümleri Yuck'ın 12. şarkısı Rubber'ı dinleyene kadar böyle düşünüyordum. Sonra onu dinledim. Gitarların reverbleri açılmış ve psychedelic space rock kafasına varabileceklerini göstermişler. Bu bir indie grubu için özel bir durum. Sanırım yeter bu kadar.

Perşembe, Aralık 29, 2011

Miles Kane; Bir Efsane Doğuyor


Daha fazla sessiz kalamadım. Aslında çok da fazla sessiz kaldığımı söyleyemem Miles Kane hakkında. Son 4-5 aydır en çok dinlediğim, çaldığım, önerdiğim adam. Bir konserini atlattık İstanbul'da. 2 gece üst üste Brett Anderson dinledikten hemen sonraki gün. Evet o günün 1-2 haftasına kadar önce bu küçük büyük adamı doğru düzgün tanımıyordum. Brett'i bile umursamamama neden olacak kadar etkiledi beni evet -ki bilirsiniz bunu bana yapmak zordur. The Last Shadow Puppets'da Alex'le çalan çocuktu sadece. Ama bir konser nelere kadir işte. Sıkı çalışma günlerinde ofise giderken ve ofisten dönerken Miles Kane'in gitarlarını, eski grubu The Rascals'ı dinlemeyi beklerken inanın günün her saniyesi daha çabuk geçti. Bir süre sonra ıslıkla da çalabiliyorsunuz. Evet daha önce Radiohead, Bernard Butler ve Jeff Buckley'den beri hiçbir grup/kişi için bu şekilde bir düşüncem olmamıştı(Blackbud ve Arctic Monkeys'i de yazmamak için zor tuttum kendimi). The Rascals albümü Rascalize'ı solo albümü Colour Of The Trap'ten daha fazla sevdiğimi belirtmek isterim ama. Son günlerde sağda solda bir sürü 2011'in en iyi albümü, en iyi konseri anketleri falan görüyorum, benim için yılın konseri Otto Santral'deki Miles Kane konseri ve yılın albümü de 2008'de yayınlanan The Rascals - Rascalize albümüdür. İlgililere duyurulur.

Bu arada "Inhaler" ve "Suede - Painted People" birbirini ne güzel devam ettiriyorlar öyle. Ayrıca "A Girl Like You"u çalmak nereden de gelmiş Miles'ın aklına? Come Closer'ın 8. ve Bernard Butler - Friends and Lovers'ın 20.saniyesindeki "ehhh"leri!!! ikisi de albümlerinin 1.şarkısı! Ne demeye çalışıyorsun serdar açık konuş.

Cumartesi, Aralık 11, 2010

28 days later

Şimdi son zamanlarda neler oldu bir toparlayayım;

Öncelikle Babylon'da bir Ed Harcourt konseri vardı ki harikaydı. Mikrofonsuz bile söyledi adam. Acaip güzel ve güçlü sesi var. Şaşırdım gerçekten. Tek başına süper bir şov yaptı. Sağ gitarı soluyla çalması beni çok güldürdü, bi de eğlendi espriler yaptı falan. Eğlenceli adammış. Çok güzeldi valla.

Absynthe Minded'ı izledim daha sonra. Belçika'dan Preud'homme, Scifo ve Deus'tan sonra çıkan en iyi şey evet. Hiç neye benzediklerini görmemişim. Daha gencecik çocuklarmış hepsi meğerse. Vokalist "yıldızların altında"yı dinlemiş, öğrenmiş ve düzenlemiş. Hiç Belçika sanat müziğinden bir şarkı biliyor musunuz? Yaa. Çatır çatır çaldılar gerçekten. Ama bu Bronx Pi konusu gerçekten artık can sıkmaya başladı. Ses sistemi için çok kaliteli malzemeler ve sistem kullanmışlar, öğrendim. Ama ses bu kadar kötü nasıl oluyor anlayamıyorum. Salon düzeni de berbat. Sahnenin önü zaten ufacık. Önüne sanki başka yer yokmuş gibi dj kabinini koymuşlar, bi de sanki herkesa sahneye dalma meraklısıymış gibi 2x2'lik badyguard dikiyorlar. Hakikaten iğrenmeye başladım oradan. Neyse Absynthe Minded çok iyiydi ama işte.

Efendim ondan sonra Opal'in ilk albümü "Kıyametin"in lansmanı vardı. Taş gibi albüm yapmışlar gerçekten. Söz yazmadan şarkı yapmaya çalışanlar dinleyip tekrar düşünsünler. Sahneleri de gayet güzeldir. Ben dönene kadar mutlaka albümü dinleyip konserlerini de izlemiş olun tavsiye ediyorum.


Korhan Futacı ve Kara Orkestra albümünü ve sahnesini de kaçırmamanız gerektiğini söyleyeyim hemen. Hele ki konserler artık konser olmayı geçip ayini falan andırmaya başladı. Zaten 1 kere izledikten sonra her defasında yine orada olacaksınız. Hakikaten muhteşem. Ben dönene kadar izlemiş olun.

Aynı şekilde bir tavsiyem de Eskiz için olacak. Bolca sololu ve yüksek tempolu çalıyorlar. Roxy Müzik Günleri 1.si olmuşlardı bu sene. Albüm kaydına giriyorlarmış onlar da. Beklemek kaldı bize. Gidip izleyin mutlaka.

Ondan sonraa, Soundcollage var bir kulak kabartılabilecek. Özcan bana kızmaz biliyorum, ben pek hoşlanmıyorum yaptığı işten ama 2 konserini izledim, 2. konser ilkinden daha iyiydi.

Herkesin dilindeki Büyük Ev Ablukada dikkat edilmesi gereken bir şey. Ama ben pek çok sevdiğimi söyleyemem. Hafif alaturka kokması beni biraz uzak tutacak gibi. Canlı da izlemek lazım ama daha fırsat olmadı, benim için 6 ay daha olmayacak. Neyse bakalım.

Herşeyi bir yana bırakıp muhteşem Halimden Konan Anlar'la başbaşa bırakıyorum sizi. Utku ve Tolga'dan kuyuya atılmış bir taş. Her kelimesi işlenmiş.

Halimden Konan Anlar - Sergüzeşt'i Kadıköy

Hadi ben 6 ay askere gidiyorum eyvallah. Dönünce sınav yapıcam sıkı çalışın.

Salı, Kasım 16, 2010

Beady Eye

Gallagher kardeşler Oasis'i dağıttı. Liam da Oasis'ten eski kankalarını toplayıp yeni bir grup kurmuş adı Beady Eye olan. Muhtemelen 1-2 aya kadar Noel'i de yanlarına alıp Oasis adını alırlar. Neyse bahaneyle Beady Eye'in diğer elemanlarının da var olduklarını anlama fırsatı gibi bişey oldu. Gitaristler Gem Archer'ın Heavy Stereo'su, Andy Bell'in Hurricane#1'ı, davulcu Chris Sharrock'ın The La's grupları (The La's elemanı John Power'ın Cast'ini de yazıcam buraya) hakikaten gayet güzel gruplar. Geçen hafta Taksim'e giderken yanımda bir çocuk oturuyordu. Belli ki 18-20 yaşlarındaydı. Hasta adamlarız, yanımızda oturan kişinin ne dinlediğini anlamaya falan çalışırız ya hani, çocuk Oasis dinliyordu. 3-4 şarkı dinledi ve daha sonra Beatles dinlemeye başladı. Mesela o çocuk Beatles dinleyeceğine bu grupları dinlemeli.

Beady Eye - Bring The Light

Cuma, Ocak 15, 2010

Sonic Youth Gecesi - 16 Ocak 2010 Cumartesi @ Peyote


Biz düzenliyoruz diye söylemiyorum, içeriden biri olarak söylüyorum ki çok güzel olacak;)

Çarşamba, Kasım 25, 2009

Massive Attack Albümü "Heligoland" 8 Şubat'ta

Çok beklettiler ama sonunda geliyor. "Weather Underground" adı yalan oldu ve albümün adını Heligoland olarak açıkladılar. Çok ilginç ki konserlerde çaldıkları yeni şarkıların 2'si dışında (ki onlar da yeni isimlere sahip) hiçbiri albümde yok. Şarkı listesi şöyle;

1. "Pray For Rain" (vokal: Tunde Adebimpe)
2. "Babel" (vokal: Martina Topley-Bird)
3. "Splitting the Atom" (vokaller: Robert '3D' Del Naja, Grant 'Daddy G' Marshall, Horace Andy)
4. "Girl I Love You" (vokal: Horace Andy ( 16 Seeter olarak bilinen şarkı))
5. "Psyche" (vokal: Martina Topley-Bird)
6. "Flat of the Blade" (vokal: Guy Garvey)
7. "Paradise Circus" (vokal: Hope Sandoval)
8. "Rush Minute" (vokal: Robert '3D' Del Naja)
9. "Saturday Comes Slow" (vokal: Damon Albarn)
10. "Atlas Air" (vokal: Robert '3D' Del Naja (Marakesh olarak bilinen şarkı))

Buradan şarkıların dördünü ve ayrıca albümde olmayan "United Snakes"i dinleyebilirsiniz. Tabi aşağıdan indirebilirsiniz de. Çok fazla dinlemedim. O yüzden şarkılar hakkında bişey diyemem henüz ama biraz hayal kırıklığı var diyebilirim bende. Bakalım albümü de tam dinleyelim de. Ne çıkacağı belli olmaz. Bu şarkılar bile böyle gelmezse şaşırmam.

Massive Attack - Pray For Rain

Massive Attack - Splitting the Atom

Massive Attack - Psyche

Massive Attack - Flat of the Blade

Massive Attack - Girl I Love You (live)

Massive Attack - Atlas Air (live)

Cumartesi, Ekim 24, 2009

The Smiths Gecesi - 27 Ekim 2009 Salı @ Peyote


Bu zamana kadarki djlik deneyimlerime göre ortamı hareketlendirmenin en son çaresi The Smiths şarkısı çalmak. Sadece Smiths çalarken de çok eğlenilir herhalde. İşte efendim bu sefer de böyle birşeye giriştik. Tanıtım metnimiz şöyle;
"ELLIS BELL, EYLEM TAŞ, ECE DORSAY, KUTU ve POST DIAL'ın, THE SMITHS coverlarıyla katılacakları gecenin djliğini serdarcharliebrown yapacak."

Afiş için drawnwithwater'a çok çok çok teşekkür ederiz tekrar tekrar tekrar.

Bekleriz efendim.

Cuma, Ekim 09, 2009

yara-bere

Erdem Dicle'nin tek kişilik projesi. Fazla resmi oldu... Erdem laptop desteğiyle gitar çalıyor bize... Evet bu yakıştı. Tabi sahilde akdeniz akşamları çalmak gibi değil de ayda yürürken "Ladies and Gentlemen We Are Floating in Space" dinlemek gibi bir hadise bu. "Şarkı yapma" fikrini benimsememiş, ne zaman bitip nasıl başladığını anlamanın zor olduğu samplelar sunuyor. Konserini son dinlediğimde "Hmm evet Sigur Rós gitarları" diye içimden geçirmiştim. Her ne kadar o laptopları sahnede görmekten hoşlanmasam da lezzetli seslere yardımcı olduğu kesin. Üstelik kiraz kırmızısı gitarıyla beraberken... Bernard Butler gitarı kırmızısı...
yara-bere Myspace

Pazar, Ağustos 23, 2009

Hava durumu

Öncelikle bugün wearejames'ten güzel bir haber geldi. Yeni şarkıyı downloada açmışlar. Buyurunuz. Ne muhteşem şeysin James.
James - Not So Strong







Sonra diğer bir muhteşem şey Arctic Monkeys'in Crying Lightning single'ının 2 yeni şarkısı da aşağıdan indirilebilir. Albümdeki şarkı sayısını az bulanlara hediyedir.
Arctic Monkeys - I Haven't Got My Strange

Arctic Monkeys - Red Right Hand





Pete yine oturduğu yerde içip içip gitarını alıp içinden geleni söylemeye devam etmiş, birileri de kaydedip EP yayınlamış herhalde. Buyurunuz efendim ne hoş şeyler görünüz.
Pete Doherty - Broken Love Song

Pete Doherty - The Ballad Of Grimaldi






İngiltere'den devam edip James'ten sonra bir başka Madchester efsanesiyle devam edelim efendim. Ian Brown sololarına devam ediyor. Aşağıdan 4 şarkılık Stellify Ep'ni indirebilirsiniz. Her ne kadar The Stone Roses tadı vermese de...


Ian Brown - Stellify (EP)



Radiohead'se bizimle dalga geçmeye devam ediyor. Albüm yayınlamayı bir süreliğine durdurmaktan bahsedip şarkı yağdırdı geçtiğimiz 2 hafta Thom Yorke bey. Psychedelic denemesi These Are My Twisted Words dudak uçuklatacak kadar güzel olup The Present Tense Thom Yorke'un akustik konser kaydıdır. Bilginize...
Radiohead - These Are My Twisted Words

Thom Yorke - The Present Tense




Bitmedi! The Verve yeniden dağıldı. Eh bekliyorduk zaten. Ama haberler bu kadar kötü devam etmiyor. Gitarist Nick McCabe ve basçı Simon Jones yeni bir grupla karşımızda olacaklarmış. Grubun adı "The Black Ships" ve myspacelerinde bir adet jam sessionla ses de vermişler.

Perşembe, Haziran 18, 2009

Bernard Butler Solo Albümleri

Hep söz vermiştim birçok kişiye Butler'ın solo albümlerini bloga koyarım diye ama çoğu zaman rapidshare'in gazabına uğrayıp upload edememiştim. Hazır canım bloga hiçbir şey yazmak istemiyorken 50.000 ziyaretçi hediyesi gibi olsun.



Bernard Butler - People Move On (1998)








Bernard Butler - Friends And Lovers (1999)

Perşembe, Mayıs 07, 2009

Sonic Youth - The Eternal (Full Album)

Of 1 haftadır ha dinledim, ha dinleyeceğim derken bir türlü üstüne bişeyler yazabilecek duruma gelemedim. Sonic Youth'un yeni albümü "The Eternal". Benim Sonic Youth'la pek aram yok. Buyurun siz dinleyin, yorum falan da yazın. Ben de dinlerim bir ara.
Sonic Youth - The Eternal (Full Album)

Cumartesi, Nisan 18, 2009

Kutu

Bir tanecik Utku'muzun Kutu'su.
Şimdi, arkadaşlarım hakkında bişeyler yazmakta zorlanmam gayet doğal. Ama beni anladıklarını biliyorum.
Bir zamanlar Clique vardı ve bahsetmiştim. Utku'nun yeni hadisesi, Kutu. Davulda Mavera'dan Arcan Akduman eşilik etti bu konserde, gelecekte ne olur bilemeyiz.
Neyse efendim, Utku kemanı, gitarı,laptopu ve Arcan'ıyla Clique soundundan biraz farklı yerlere kaymış bu sefer. Dans etmek yerine daha konuya hakim, "şarkı yapmak" niyetinde göründüler bana (Utku bunu okuyunca beni dövebilir belki). Ama hiç bir zaman söylemekten çekinmeyeceğim bişey var ki sahnede o laptopu görmek yerine klavye çalan birini görmeyi de tercih ederim. Hmm diyorsanız ki, "aman onlar çalsın, ben zaten arkadaşlarla muhabbete gidicem", lütfen uzak durun. Bazen gözleri kapatıp laptopu görmeden müzik dinlemek de güzel oluyor çünkü. Zira sahnedeki insanların Elliot Smith - Waltz 1 sonrası çalan David Bowie - I'm a Deranged'a bir çeşit tepki verecek mentalitede olduklarını bilmek bile bazı şeyleri kolaylaştırabiliyor.

Kutu Myspace

Çarşamba, Eylül 17, 2008

One Day as a Lion

Kim Rage Against the Machine sevmez? Cevap Zack de la Rocha herhalde. Sen git siyasetle ilgilenmek için grubu dağıt, elemanlarını Chris Cornell'a kaptır, sonra da Mars Volta davulcusu Jon Theodore'la drum&bass tadında bir grup kur. Fena da olmamış hani. Zack'in sesini duymak yeniden. Hmm merhaba!

One Day as a Lion - If You Fear Dying

One Day as a Lion - Last Letter

Perşembe, Ağustos 21, 2008

Post Dial

Geçen haftalardan birinde Dogzstar'daki performanslarından birini izlemiştim. Biraz geç oldu ama bişeyler demek gerek.
Elektronik müzik yapıyorlar diye basitçe tanıtabilirim. Önlerinde onca elektonik aygıtı görünce aklıma daha konser bile başlamadan Portecho'yu getirdiler "malesef". Özetle kimi zaman davul kimi zaman gitarla desteklenmiş elektronik müzik yapıyorlar. Aslında tanıtım yazmak ne kadar gerekli bilmiyorum. Zaten daha önce çok fazla kişiden duymuştum isimlerini ve konser de hınca hınç doluydu. Eğlendiriyorlar insanları. Hoplayıp zıplamak isterseniz tavsiye eder herhalde oradakiler. Ama bana göre olmadıkları kesin. Sonlarda post punk coverları çalıyorlar ama pek hoş olmuyor malesef. Neyse gidip izlenmesi gerek görmek için en azından. O kadar insan eğlendiğine göre bir keramet vardır da ben anlamıyorumdur kesin.
(Not: Fotoğrafı internetten buldum)

Post Dial Myspace

Pazartesi, Mayıs 19, 2008

Yasemin Mori

1 seneden fazla süredir tanıyordum Yasemin'i. Ama muhabbetimiz merhabalardan ileri gitmiyordu. Sürekli de yüksek sesli ortamlarda karşılaştığımız için açıkçası sesini bilmiyordum. Sonra geçtiğimiz günlerde sesini duydum. Buyurun siz de duyun ve hayran olun.

Yasemin Mori Myspace

Yasemin Mori - Aslında Bir Konu Var

Pazar, Mayıs 11, 2008

Kilink

Şans işte.Bu gece yapacak hiçbişey bulamadım. Böyle akşamlar keşfetmenin ve yaratıcılığın en ideal zamanları oluyor aslında. Yapacak bişey bulamayıp evde oturmak istemediğim akşamlarda Peyote'nin orta katında djlik yapıyorum ve konserleri de izliyorum. Aslında bu gece Cemiyette Pişiyorum'u ilk defa dinlemeyi istiyordum. Öncesinde de Kilink çalıyordu. Konser öncesinde Kilink solisti&gitaristi Mertcan 90lar brit rockından bişeyler çalmamı isteyince tabii ki "en sevdiğim" cevabını aldı. Hevesim geldi gece için.

Kilink isminden başlayalım; 70lerde türk sinemasının İtalyan sinemasından çaldığı aslen "KILLING", türk sinemasında "KİLİNG" olan iskelet kostümlü kahramandan gelme bir isim(-dir herhalde) Arkadaşlar İzmir'lilermiş. Hemşehrim. Myspacelerine bakacak olursak punk&grunge yapıyorlar. Ama görünüşe aldanmamakta fayda var. Peyote'de uzun zamandır izlediğim en iyi vokallerden birine sahipler. Bir punk vokalinden beklediğimiz çığlık vokalinin biraz daha üstüne çıkıp "haha"lara "lala"lara dönüşen bir vokal. Ses oyunları oldukça iyi. Aslında bunu kelimeyle anlatamam. Özünde bir punk grubu ama şarkılarda punkın biraz dışına çıktıkları farkediliyor (arkalarından Cemiyette Pişiyorum dinlediyseniz hele). Gitar&vokal, bas, davul ve kimi şarkılarda dahil olan bir klavyeleri var. Sahneleri son derece canlı. "Ben en cok senin salakligini sevdim" sloganlarına ve şarkı sözlerine de bayıldım. Bundan sonra daha sıkı takipteyim, aşırı şekilde tavsiye ederim.

KİLİNK MYSPACE

(Kişiye Özel Not: 8/1 ve Brit Me More, özellikle dikkat edin. Konserleri bittiğinde Strangelove "çalma ihtiyacı" hissettim haberiniz olsun. Ne demek istediğimi anlarsınız siz.)

Pazar, Mayıs 04, 2008

Kujo

Önce gözlerim yerinden fırlayacaktı nerdeyse. Sonra da kulaklarım fır döndü dinlediğimde. Korhan Futacı(DANdadaDAN), Mehmet İncili, Burak Gürpınar(Kurban) ve Selim Saraçoğlu'nun birlikte başladıkları bir iş Kujo. İlk canlı performans henüz kesinleşmese de 12 Mayıs'ta İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsünde, benim okulumda. Performansı süper olacağına eminim. Dinleyiniz.
Kujo Myspace

Cumartesi, Nisan 19, 2008

Cajun Dance Party - The Colourful Life

Benim uzun zamandır takip ettiğim bir gruptu. Ama fırsat olmamıştı işte bişeyler söylemeye. İlk duyduğumda henüz singleları bile yoktu. Nerden duydum? Tabiki Bernard Butler'dan. Butler'ın prodüktörlüğünü yaptığı bir başka grup da Cajun Dance Party. Ama bu sefer biraz daha dikkat kesilmek gerekiyor çünkü debut albüm için son derece güzel bir albüm var önümüzde. Vokalist Daniel Blumberg'in yer yer cızırdayan garip bir sesi var. Mesela Buttercups'ın 3.25. sn'sinden sonra yaptığı şeyleri yapmaya cesaret edemiyor çoğu vokalist. Ayrıca gitarlar biraz kulak kabartıp dinlendiğinde Bernard Butler kokusu geliyor. Singlelardan "Amylase"in girişindeki klavye de şarkıya hayran olmak için yeterli oluyor. Ama tam bir albüm bütünlüğünden bahsetmek biraz zor. Yani şarkı şarkı ilgilenmenin gayet olağan olduğu bir albüm. Haftaya yayınlanacak.

Cajun Dance Party Myspace

Cajun Dance Party - Buttercups

Cajun Dance Party - Amylase

Black Kids

Amerika'dan yepyeni bir indie rock grubu. Baya hareketliler. İsimlerine de aldanmayalım ki fotoğrafta da görüldüğü üzere, amaan öyleler işte. Çok fazla hoşuma gittiğini söyleyemem aslında. Peki neden buradalar? Bağlantımız Bernard Butler. "I'm Not Gonna Teach Your Boyfriend How to Dance with You" isimli singleları Butler'ın prodüktörlüğünde yayınlandı. 2007 çıkışlı "Wizard of Ahhhs" isimli bir de EP'leri vardı. Benden de haber vermesi. Bu gibi gruplardan aslında etrafta o kadar çok var ki bir çırpıda 10 tane sayılabilir. Neyse bakalım.

Black Kids Myspace