
Cuma, Ağustos 19, 2011
The Rapture - In The Grace Of Your Love

Pazar, Nisan 10, 2011
Cumartesi, Aralık 11, 2010
28 days later
Öncelikle Babylon'da bir Ed Harcourt konseri vardı ki harikaydı. Mikrofonsuz bile söyledi adam. Acaip güzel ve güçlü sesi var. Şaşırdım gerçekten. Tek başına süper bir şov yaptı. Sağ gitarı soluyla çalması beni çok güldürdü, bi de eğlendi espriler yaptı falan. Eğlenceli adammış. Çok güzeldi valla.

Absynthe Minded'ı izledim daha sonra. Belçika'dan Preud'homme, Scifo ve Deus'tan sonra çıkan en iyi şey evet. Hiç neye benzediklerini görmemişim. Daha gencecik çocuklarmış hepsi meğerse. Vokalist "yıldızların altında"yı dinlemiş, öğrenmiş ve düzenlemiş. Hiç Belçika sanat müziğinden bir şarkı biliyor musunuz? Yaa. Çatır çatır çaldılar gerçekten. Ama bu Bronx Pi konusu gerçekten artık can sıkmaya başladı. Ses sistemi için çok kaliteli malzemeler ve sistem kullanmışlar, öğrendim. Ama ses bu kadar kötü nasıl oluyor anlayamıyorum. Salon düzeni de berbat. Sahnenin önü zaten ufacık. Önüne sanki başka yer yokmuş gibi dj kabinini koymuşlar, bi de sanki herkesa sahneye dalma meraklısıymış gibi 2x2'lik badyguard dikiyorlar. Hakikaten iğrenmeye başladım oradan. Neyse Absynthe Minded çok iyiydi ama işte.
Korhan Futacı ve Kara Orkestra albümünü ve sahnesini de kaçırmamanız gerektiğini söyleyeyim hemen. Hele ki konserler artık konser olmayı geçip ayini falan andırmaya başladı. Zaten 1 kere izledikten sonra her defasında yine orada olacaksınız. Hakikaten muhteşem. Ben dönene kadar izlemiş olun.
Aynı şekilde bir tavsiyem de Eskiz için olacak. Bolca sololu ve yüksek tempolu çalıyorlar. Roxy Müzik Günleri 1.si olmuşlardı bu sene. Albüm kaydına giriyorlarmış onlar da. Beklemek kaldı bize. Gidip izleyin mutlaka.

Herkesin dilindeki Büyük Ev Ablukada dikkat edilmesi gereken bir şey. Ama ben pek çok sevdiğimi söyleyemem. Hafif alaturka kokması beni biraz uzak tutacak gibi. Canlı da izlemek lazım ama daha fırsat olmadı, benim için 6 ay daha olmayacak. Neyse bakalım.
Herşeyi bir yana bırakıp muhteşem Halimden Konan Anlar'la başbaşa bırakıyorum sizi. Utku ve Tolga'dan kuyuya atılmış bir taş. Her kelimesi işlenmiş.
Halimden Konan Anlar - Sergüzeşt'i Kadıköy
Hadi ben 6 ay askere gidiyorum eyvallah. Dönünce sınav yapıcam sıkı çalışın.
Salı, Kasım 16, 2010
Beady Eye

Beady Eye - Bring The Light
Pazar, Ekim 17, 2010
Gece - 15 Ekim Bronx
Perşembe, Ekim 14, 2010
pardon

Salı, Ağustos 31, 2010
Fran Healy solo

Mail adresime bir haber düştü acil. Fran Healy solo albüm çıkarıyormuş. Wreckorder adında ve october hangi aya denk geliyorsa onun 4'ünde 5'inde falan. Üstelik kişisel web sitesinde bir şarkısını da yayınlamış adı Holiday olan (Çok çok Travis. Madem solo neden neden nedennnnn???)Aman ha kaçırmayalım hemen. Hadi şimdi de Phil Selway'in hadisesiyle ilgilenelim koş koş koş koş koooş...
fran healy - holiday
Cumartesi, Temmuz 24, 2010
i'm back to save the universe
Baştan başlayalım, ben Metallica seyrettim. Ben de şaşırdım evet. Tam düşündüğüm gibi iğrençti. Kokuyordu. Ama herhalde bu kadar kalabalığı da biraz zor görürüm. Aman görmeyeyim.

Ama bunu hep göreyim; Massive Attack. Bir şehirde Massive Attack konseri varsa, o anda şehrin başka bir yerine giden bir insan salaktır. 3.defa izledim ben ve böyle birşey görmedim. Bu konserde Mezzanine'den baya çok şarkı da çaldılar. Kuruçeşme'nin atmosferi hakikaten çok güzel oluyor, onunla da birleşince muhteşem bir konser oldu yine. Ama şu Dobro nasıl bir efsane olarak kaldı içimde. Yok çalmadılar yine. Bi de yeni şarkıları benimseyemedim ben. Olmadı. Ne bileyim mesela Atlas Air çalacaklarına son olarak Group Four çalsalardı. Neyse.

Sonra çok güzel bişey oldu. John Zorn, Masada'sıyla beraber geldi. Eminönü'nde deniz kenarında Galata Köprüsü, Galata Kulesi ve boğaz manzaralı bir konser verdiler. John Zorn amcanın Naked City hadisesi daha bir ilginç geliyor bana ama tabi bundan Masada konserinin kötü olacağı düşüncesini çıkarmak saçmalık olur. Yani bu adamları aslında sadece görmek bile yeter bence. Mark Ribot gitar çaldı ve dinledik, daha ne istersin. Evet. Yer yer sıkıldım arkadaşım. Onun yolunu yapmaya çalışıyorum bir saattir. Seyirciye de kızdım da birazcık. Ben bu konserden çok şey bekliyordum. Yetmedi bana. Of aman neyse.
Darısı 20 Eylül'e, muhteşem Tindersticks konserine.
Son olarak; Bana bidaha Yann Tiersen diyeni döverim.
Çarşamba, Mayıs 26, 2010
Pavement Cover Night @ Peyote (28.05.2010 Cuma)

"90’ların Amerikalı lo-fi kült figürü Pavement’ın tekrar bir araya gelmesi sebebiyle Peyote’deyiz. 28 Mayıs cuma gecesi Roxy Müzik Günleri 2010 birincisi Eskiz, İzmir'den Kilink ve superband Democratic Soul Party, bol bol minimal gürültü ile beraber Peyote sahnesinde. Ayrıca bu geceye dj set ile serdarcharliebrown teşrif edecektir.
Bekleriz."
Üç gruba da dikkat lütfen. Kilink uzun süredir İstanbul'da çalmıyordu, bu gelişleri güzel oldu. Eskiz daha geçen hafta Roxy Müzik Günleri 2010'u kazanıp iyi iş çıkardı. Democratic Soul Party de Liz Fando, Ars Longa ve Kutu'nun karmasından oluşan bir arkadaş toplantısı. Bi de ben "teşrif" ediyormuşum heheh. Neyse bakalım bekleriz hadi.
*Afiş için Efe'ye teşekkürler.
Çarşamba, Nisan 07, 2010
Ceketimi giymeyi unutmuşum
"Julian Plenti is... Skyscraper" albümünü dinledim. Hiç hoşuma gitmedi. Zaten Interpol'ü niye bu kadar büyüttüler anlamıyorum. 3-4 şarkı dışında bişey bulamıyorum. Paul Banks da solo albümünde pek farklı bişeyler yapmamış işte. Sadece adı solo albüm. Ne bileyim o kadar da dikkatli dinlemedim ayrıca. peh..
Massive Attack'in Haligoland'inden de beklediğimi bulamadım. Damon Albarn'lı Saturday Come Slow'a taş atıcam burada da. Sesi mi yetmemiş ne şaştım kaldım. Albüm bütün halinde bir eksiklik halinde gibi zaten. Senelerdir buna mı uğraştınız diyesim geliyor. Neyse yazın konsere geliyorlarmış. Affettim.
Birkaç tane de canlı performans izledim. Oracles Always Lie'ı Peyote'de izledim 27 Mart gecesi ama umduğumu bulamadım. İyi bir davulcuları var ama post-rock yapan gruplardan daha yaratıcı şeyler bekliyorum ben. Aynı gece hemen arkalarından One Hour Before The Trip çaldı. Yunanistan grubuymuş sanırım. Araştırmadım fazla. İki grup arasında gitaristlerden başlamak üzere büyük bir yaratıcılık farkı vardı. Eskiden orduevlerinde yemeğe giderdik, yemek müzikleri de Oracles Always Lie'ın yaptığı işler gibiydi kimse kızmasın gücenmesin bana.
12 Mart'ta da Kujo ve Dead Country feat. Art Diktatör oluşumlarının konserlerini izledim. Kujo şarkı yapmaya başlasa keşke. Daha önce aşağılarda biryerlerde Dogzstar konserlerinin de haberini yazmıştım, onu da izledim, Burak Gürpınar'ı ilk defa orada canlı izlemiştim (Kurban murban hakgetire), hakkaten çok başka. Mutlaka izlenmeli Kujo. Dead Country feat. Art Diktatör oluşumu hakkında da birşeyler söylemek gerek ama yani Demirhan Baylan falan başta olmak üzere "abi"ler çaldı. Ne haddime düşmüş diyesim geliyor sadece. Çok sertti. Harikaydı gerçekten. İzlediğim en iyi canlı performanslardandı son zamanlardaki. Bidaha olur inşallah. Fotoğraf makinemi de unutmuşum aksi gibi. Fotoğraf Dogzstar konserinden.

27 Şubat'ta da The Veils vardı. Ne güzeldi. Erken erken başladı. Finn Andrews'in turneden olsa gerek patlamış ayakkabısını siyah bantla yapıştırmış hali, espri yapıp durması falan çok hoştu. Halı üzerinde çaldılar, sahneyi baya baya dağıttılar falan pek bir hoştu. Seyircimize de aferin ama, çok şarkıyı beraber söylediler ne güzel. Aferin herkese.
20 Mart'taki The Subways'i de izledim. Öncesinde The Revolters vardı. Revolters hakkaten çok hareketli. Mini albümleri "Future Obscure"u edininiz. Kayıt kalitesine bayıldım. Konserlerini de görmek gerek zaten.
Subways içinse yaşlanmışım belli ki. Ön taraflarda kan gövdeyi götürüyordu. Aman kalsın amma evet güzel çalıyorlar. Bu tempoya bu kadar hatasız ve sağlam devam etmek alkış alır.
2 Nisan The Cinematics konserini de izledim. Oturdum. Oh. Gerçekten çok sıkıldım. Ha gidip kızların üzerine hoplayalım abi adamıysanız bilemem ama yani ben gruptan bütün gece hiçbir ekstra olay görmedim. Türkiye'de onlar gibi onlarca lise grubu var. Eline gitar alan, davul başına geçen çocuklar bile bu kadar konseri 15 günde verebilirler. Sarhoş eğlencesi.
21 Nisan'da Babylon'da Lamb vokali Lou Rhodes konseri var gözden kaçmasın. Geçen seneki Lamb konseri süperdi. Lou Rhodes'a doyamamıştım oh.
Salı, Mart 23, 2010
Suede - Live (Manchester Ritz 21st March 2010)

Suede - Live (Manchester Ritz 21st March 2010)
Şarkı listesi;

Pazartesi, Mart 22, 2010
James - The Night Before
Salı, Şubat 02, 2010
Kujo & Ricochet : B Yüzü Kaset#1 ( 17 Şubat 2010 @ Dogzstar)

Kujo Myspace
B Yüzü
Pazartesi, Ocak 18, 2010
The United Nations Of Sound

Are You Ready?
Ayrıca Kasım ortalarında yayınladığı yeni şarkı "The Journey" videosu da aşağıdaki linkte.
The Journey
Cuma, Ocak 15, 2010
Çarşamba, Ocak 06, 2010
canınızı sıkmak istemem @ 6:45 gram (serdarcharliebrown dj set)

"90’ların brit-pop ve 2000’lerin indie-rock merkezli gruplarının yüzümüzü güldürmekle ağlatmak arasında kararsız kalan şarkılarıyla gece içinde ani psikoloji değişimleri sağlayabilmek amaçlanacak. Bir nevi deney. Biraz ekşi."
...diye bir tanıtım metniyle ilk defa 3 senedir yaşadığım Kadıköy'de, 6:45 Gram'da çalıyor olacağım.