Çok sevdiğimiz, en sevdiğimiz biriciğimiz Elbow 4. albümü The Seldom Seen Kid'i 17 Martta yayınlıyor. Albümün ilk single'ı Grounds For Divorce'ın bir kısmını myspacelerine koymuşlar. Ben de indirdim 1.40dklık bölümünü buyurun isterseniz.
Garip geldi bana. Bu kadarını ummuyordum. 25 Aralık Peyote konserleri orada gördüğüm en kalabalık konserdi. Zaten daha önce djlik yaptığım gecelerin ikisinde "Nekropsi - Baba çalar mısın" sorusuyla karşılaştığım için bir takım şeylerin farkında olmadığımı anlamıştım. Soundları oldukça sert. Kesinlikle hoşlanmadığım bir durum bu aslında. Vokal de pek hoşlanmadığım tarzda, şarkı söylemekten öte konuşma tarzında. Bana göre değil belli ki. Ama o konserdeki kalabalığı gördükten sonra onlara kötü demenin imkanı yok. Bu kadar insan koşarak geliyorsa sorun bende kesin. 3 gitarlı olmalarına rağmen baterinin ağırlığı seziliyor. Ayrıca soundchecklerinde o kadar eğlenen bir grup daha görmedim. Dikkate değer bir progressive rock grubu oldukları kesin. 29 Ocak'ta tekrar Peyote'deler.
2 kere dinledim. İkisinde de çok sıkıldım. Psychedelic türküler gibi bişey yaptıkları müzik. Sahneleri renkli neşeli ama hiç bana göre değil. Albümleri var ayrıca "saykodelikdesik" isimli bilirsiniz. Onların hepsi zenciymiş. Hoşlanmıyorum.
3 defa canlı izledim. Rock'n Coke performansları sahneye çıkardıkları dansçılarla beraber baya eğlenceli olmuştu. Sonraki iki sahnelerinde başlarda hoş gelseler de sonradan sıkılmaya başladım hep. Surf/Garage tarzından pek hoşlanmıyorum ben. Helldorado'da sevmem. Müzikleri Tarantino filmlerine ait gibi. Ama isimleri Francis Ford Coppola filminden gelme. Vokalsiz müzik. Yılbaşı gecesi eğlendik.
2 kere canlı dinledim. Sahne grubu değiller pek. Bir süre sonra sıkıldım sahnelerinden. Ama pek çok gruptan daha yaratıcı bir soundları var. Bu da onları tam bir ev grubu durumuna getirmiş. Evde dinlemek için ideal. Serdar'a güven olmaz diyenler de 16 Ocak'ta Peyote'de izleyebilirler. Ayrıntılar myspacelerinde.
Bant dergisi "Kulaktan Kulağa" serisine David Brown'un ardından Jens Lekman'la devam ediyor. İyi güzel hoş. Jens Lekman'ın Ekim ayı civarlarında www.pitchforkmedia.com 'da "Kim Ki O" için yaptığı iyiliği düşününce ve "Kim Ki O" kızımız Ekin Sanaç'ın da Bant editörü olduğunu düşündüğümüzde zaten Türkiye konserinin uzak bir ihtimal olmadığını ve en kısa zamanda gerçekleşeceğini biliyorduk. Son günlerde çeşitli yerlerde abartıldığını görmesem yazmayacaktım bile aslında. Ben dinlemiyorum. Şükür ki bir grup insan seviyor diye seviyor görünmek zorunda da hissetmiyorum. Konserin Babylon'da olması da büyük bir eksi'yi beraberinde getiriyor zaten; kuru gürültüyü. Yokluktan ve cahillikten dolayı büyütülen bir durum var ortada sadece. İsveç diyen herkesin üzerine kusma isteğini de beraberinde getiriyor bu durum zaten artık. Gidip dinlenilecek ve bir sonraki gün unutulacak etkinliklerden biri sadece. Paniğe kapılmayın (Çok içip etraftaki insanların üzerine kusmaya niyetiniz yoksa tabi. Eğer kusacaksanız paniğe başlayabilirsiniz. Zor bir gece sizi bekliyor.).
