Pazartesi, Mart 26, 2007
Pazar, Mart 18, 2007
Zakkum - For the Roses
Zakkum'un dillere destan Deus coverı For the Roses. 17 Mart studio live konserinden ve benim kameramdan. Ses de fena çıkmamış sevindim.
Cumartesi, Mart 17, 2007
Cuma, Mart 16, 2007
Stuart A.Staples İstanbul Konseri (26.01.2007)
İngiliz Tindersticks solisti beyefendi şahsiyet Stuart Ashton Staples 2006'da yayınladığı 2 solo albümünün tanıtım konserleri doğrultusunda 26 ocak gecesi Yeni Melek gösteri merkezindeydi. Vaktinden biraz geç de olsa sahneye son derece şık kıyafetleriyle çıkarak göz kamaştırdılar ilk önce. Zaten oraya giden herkes bir şekilde bir taraflarının kamaşacağına emindi. Çalmaya başladıkları anda sadece göz kamaştırmakla kalmayacaklarını anlamak zor olmadı. Stu abimizin mahçup teşekkürleri, sigarası, kırık gitarı, yeleğine kadar şıklığı görülmeye değerdi. Tabii ki kendisinin de dalga geçtiği dev havlusu ve olmazsa olmaz çıngırakımsı zımbırtısı(adı nedir bilemedim, öyle şıkır şıkır birşey işte) da önemli hadiseler.
Harika bir grubu olduğunu da söyleyeyim. Bu kadar beyefendi şahsı bir arada görmek her zaman mümkün olmuyor. Bateristin performansına, çalarken kendini kaybetmesine de hayran kalmamak mümkün değildi. Ayrıca ceketli bir bateristle çok sık karşılaşamıyoruz (tabi bir süre sonra gayret normal ki çıkarttı). Solak gitaristin Stuart Staples'ın akustik performansı sırasında gitarına sarılması ilginçti. Ayrıca sürekli olarak değişik bir takım üflemeli çalgılarla sahneye gelen abi(Öyle bir duruyorlardı ki sahnede insanın ister istemez abi diye hitap edesi geliyor) de dikkat çekiciydi.
Her ne kadar playlist yanda görüldüğü gibi olsa da yoğun ısrarlar sonrasında 3 bis yaptılar. Son olarak Staples, Tindersticks şarkısı Tiny Tears'ı "Bunu sık yapmam" diyerek akustik gitarla tek başına söylemesiyle konserden kendilerinin de keyif aldığını gösterdi.
Ben Stuart Staples'ın solo albümlerini dinlemedim. Çok fanatik bir Tindersticksci de değilim. Pek sık dinlemem. Genelde şarkılarını bilmediğim grupların konserleri sıkıcı gelir, Stuart Staples'ınkileri de bilmiyordum ama bu gerçekten diğerlerinden farklı birşeydi. Bilmek falan gerekmiyor. Stuart Staples aldı götürdü. Bu güne kadar seyrettiğim en güzel 3-4 konserden birisiydi. Kaçıranlar çok şey kaçırdıklarını bilsin ve birazcık da olsa o atmosferi yaşayabilmek için benim çektiğim videoları izlesin. Lütfen tabii ki.(Şarkıların tam videoları hepsi. Ama şarkıların isimlerini bilmiyorum, araştıracak zamanım da olmadı. İdare edin.)
video 1 video 2 video 3 video 4
video 5 video 6 video 7 video 8
Tiny Tears
Perşembe, Mart 15, 2007
Zaman sıkıntısı, yorgunluk, kargaşa, tadelle

Cumartesi, Mart 10, 2007
Brett Anderson - Love Is Dead
Brett Anderson solo albümünün ilk videosunu Love Is Dead'e çekmiş. Youtube sağolsun.
Perşembe, Mart 08, 2007
Travis'in yeni şarkıları

Travis Türkiye fan sitesi www.travistr.com gerçekten işinde çok başarılı. Daha önce haberini verdiğim yeni Travis albümü The Boy With No Name'in 5 şarkısını sunmuşlar bile. Çok teşekkürler. 7 mayıs çıkış tarihli albümün şarkı listesiyle beraber buyurun;
01.3 Times And You Lose
02.Selfish Jean
03.Closer
04.Big Chair
05.Battleships
06.Eyes Wide Open
07.My Eyes
08.One Night
09.Out In Space
10.Colder
11.New Amsterdam
Bu arada bir not; albümün ismi Fran Healy v eşinin, çocukları Clay'e isim bulma çabalarına bir göndermeymiş.
Çarşamba, Mart 07, 2007
Cover Placebo Cover

Placebo konserlerinde coverladıkları şarkılardan oluşan bir dijital albüm hazırlamış ve 5 Nisan'da iTunes'ta sunuyorlar. Sürpriz ya da yeni bir şarkı yok, ortalama bir Placebo severin bile bugüne kadar muhtemelen dinlemiş olduğu şarkılar. Son birkaç albümlerinden çok daha dinlenilebilir olduğu şüphesiz. Liste şöyle;
-Running Up That Hill (Kate Bush)
-Where Is My Mind (Pixies)
-Bigmouth Strikes Again (The Smiths)
-Johnny and Mary (Robert Palmer)
-20th Century Boy (T.Rex)
-The Ballad of Melody Nelson (Serge Gainsbourg)
-Holocaust (Big Star)
-I Feel You (Depeche Mode)
-Daddy Cool (Boney M.)
-Jackie (Sinead O'Connor)
Pazartesi, Mart 05, 2007
Jonny Greenwood Is The Controller
Not: Herşey bir yana Easy Star All-Stars konseri Radiohead'e ait bir şeyleri duyacak olmak açısından çok heyecan veriyor.
01.Linval Thompson - Dread Are The Controller
02.Derrick Harriott - Let Me Down Easy
03.Marcia Aitken - I'm Still In Love
04.Gregory Isaacs - Never Be Ungrateful
05.Lee "Scratch" Perry - Bionic Rats
06.The Heptones - Cool Rasta
07.Scientist & Jammy & The Roots Radics - Flash Gordon Meets Luke Skywalker
08.Lee "Scratch" Perry & The Upsetters - Black Panta
09.Junior Byles - Fever
10.Desmond Dekker & The Aces - Beautiful and Dangerous
11.Lloyd's All Stars - Dread Dub (It Dread Out Deh Version)
12.Marcia Griffiths - Gypsy Man
13.Johnny Clarke & The Aggrovators - A Ruffer Version
14.The Jahlights - Right Road To Dubland (Right Road to Zion Dub)
15.Junior Byles & Lee Perry - Dreader Locks
16.Delroy Wilson - This Life Makes Me Wonder
17.Scotty - Clean Race
The Good The Bad And The Queen (albüm)

Otobüste an itibariyle uyumadığını gördüğüm benim dışımda 2 kişi daha var. İçerisi haliyle karanlık ve el feneri anahtarlığı ışığında yazıyorum. Kulağımda tahmin edeceğiniz üzere The Good The Bad And The Queen var. Başta söylemeliyim ki yazarken dinlemek hiç hoş değil. Etrafa bakınmayı tercih ederdim ama napalım başladım bir kere. Peki bunları neden söyledim? Bu albümün dinlendiği ortama göre değişik yorumlar alabileceğini keşfettim de ondan.
Damon Albarn demiş ya "Parklife'dan beri yaptığım en Londralı albüm oldu" diye, şimdi burada oturup ahkam kesmek vardı albümün şurası Londra'nın şu özelliğine burası da bu özelliğine benziyor diye. Şimdilik hayal. Boşverdik. Ama şunu söyleyebilirim ki albüm İstanbul'lu bir albüm değil. Karmaşadan kalabalıktan uzak sessiz, sakin fakat olabildiğince karamsar.
Tony Allen'ın davulu ve Damon Albarn'un vokali üzerine kurulmuş şarkılar. Herhangi bir bas ya da gitar solosu dikkat çekmiyor. Simon Tong ve Paul Simonon çok hoş ve çeşitli samplelarla atmosfer yaratmaktan sorumlu. Zaten Graham Coxon sonrasında Blur konserlerinde de kendilerine eşlik eden Simon Tong'un The Verve'deki görevi de tam olarak buydu. Albümü dinleyince ne kadar iyi bir seçim olduğunu anlayacaksınız.
Aslında Blur'ün The Clash'in ve The Verve'ün karışımının çok daha kıpır kıpır olmasını beklerken hepsinin tarzının dışında naif bir albüm. yaşlandılar mı acaba? Neyse. Aslında birazcık son Blur albümü "Think Tank"i hatırlatmıyor değil.
Etrafınızda bakınacak çok şey varken dinlemenin keyfini tarif edemem, arka plan müziği olarak tarif edicem ve yolculuklarda önericem. Ama illaki önericem. Böyle önemli adamları birlikte dinlemenin zevki bir başka. Duyduğunuz her sesin ne kadar önemli birisi tarafından çıkartıldığını bilince "bu sesi burada beğenmedim" diyemiyorsunuz, "herhalde ben anlayamadım" diyorsunuz. Eh bu da iyi bir kazanç aslında.
The Good The Bad And The Queen - Kingdom Of Doom
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)